Kasım 18, 2013

Hava soğukken derin bir nefes almayı çok seviyorum.

Bir de güneş vuran sarı yaprakları seyretmeyi.

Ve kuş seslerini.

Balkona çıkıp polar bir battaniyeye sarılıp çayımı içmeyi.

Ya da mandalina yemeyi.

Sonra sımsıcak evime girip şükretmeyi seviyorum.

Evime gelen misafirlerimle koskocaman sofralara oturup yemeğin tadını birlikte çıkartmayı.

Ufak, saçma sapan ayrıntılara gülmeyi.

En bunaldığım zamanlarda sanki bir daha hiç göremeyecekmişim gibi etrafıma bakarak sahip olduklarımı tekrar fark etmeyi.

Karşıki evin penceresinden kendi evime bakmayı.

Ve kurumuş yapraklara basmayı.

Ve aydedeyi seyretmeyi.

Gecenin bir yarısı uyandığımda yataklarındaki çocuklarımı izlemeyi.

Sessiz odalarda gezinmeyi ..

Ve sabahın ilk ışıklarını, dinginliğini, bir önceki günün yorgunluğundan arınmışlığını ve yeniden başlama hissini çok seviyorum....


Benzer yazılarım

3 Yorum yap

  1. Masal gibi okudum vallahi , bir çoğuna imzamı atarım ben de :)

    YanıtlaSil
  2. :-)
    Hep gözümüzün önünde olan minik ayrıntılarda gizli herşey değil mi Damla...

    YanıtlaSil
  3. bir arkadaşım ben çocuklarımı sadece uyurken severim derdi :)

    onu hatırladım ama tabii ki sizinkiler yaramaz değildi de mi :)

    YanıtlaSil